İçeriğe geç

Bildiğimizi Sanarak Yaşıyoruz Oysa Ötesi Çok Fazla

  • 5 yıl önce
  • 3Dakika
  • 861Kelime
  • 140Görüntülenme

Bildiğimizi Sanarak Yaşıyoruz Oysa Ötesi Çok Fazla

Yazacağım bu yazının ispatı sizlerin kalbinizde. Dışsal bir kanıt yok…

Bu dünyada bedenlenen insanların büyük bir kısmı var oluşta gerçekleştirdiği karmaları dengelemek için burada. 

Dünya hiç olmadığı kadar çok sayıda insanı üzerinde misafir ediyor. Bu da dünya üzerinde yaşayan insanlarların daha hızlı dönüşümünü beraberinde getiriyor. Dünyanın frekansı yükseldiği için insanların karması da birbirini fiziksel olarak görmese de tanımasa da çözümleme imkanını ortaya çıkarıyor. Bu nasıl mı oluyor?

Satın aldığınız ve kullandığınız yaşamınızı kolaylaştıran ürünü icat eden, tasarlayan, üreten, taşıyan her insanla karmik bir döngünün şifalanması gerçekleşiyor. Yine hizmet satın aldığınız insanlarla da süreç içindeki insanlarla karmik döngünüz şifalanıyor.

Dünyada fiziksel olarak yüz yüze gelemeyeceğiniz bir arkadaşınızın arkadaşının adı bir şekilde sohbetinizde ortaya çıkıyor ve siz o kişiye karşı sevgide kalmayı başarıyorsanız o kişi ile karmanız şifalanıyor.

Yaşadığınız ve doğduğunuz ülkenin yöneticisi ile de mutlaka karma kontratından dolayı bir araya geliyorsunuz. O siyasi yöneticiye ve onun ailesine sevgi dengesinde oluyorsanız yine karmanız şifalanıyor.

Hayatınıza dahil olmuş hayan ve bitkiler de sizin karmanızın şifalanması için yaşamınıza dahil oluyor.

Ruhsal yolculuğumda bilgiler açığa çıktıkça ben neden ve nasılları sorgulamayı bırakıp sadece kendi sorumluluğumu arındırmaya odaklanıyorum. Mesnevi’deki Fil Neye Benzer? hikayesi bu bilişe geçmeme rehberlik etmişti. O hikayeyi sizlerle de paylaşayım. Okuduysanız bile yukarıda yazılanlardan sonra yeni bilişle okumanızı öneririm… Elbette seçim sizin.

Bir fil karanlık bir ahırda kapatılmış bulunuyordu. Hintliler o fili halka göstermek için getirmişlerdi. Fili görmek için o karanlık ahıra birçok kişi toplandı. Karanlıktan fili gözle görmeye imkân olmadığı için herkes elleriyle dokunarak oradaki filin şeklini anlamaya çalışıyorlardı. 

Meraklılardan birinin eline filin hortumu geçti. “Fil bir oluğa benziyor.” dedi. Başka birinin eli filin kulağına dokundu ve “Bu fil bir yelpazeye benziyor.” dedi. Birisi elini filin ayağına sürdü. “Filin şekli bir direğe benzemekte herhalde.” dedi. Elini filin sırtına koyan ise “Bu fil bir taht gibidir.” dedi.

Böylece herkes filin bir yerine  dokunarak, neresine dokunduysa filin şeklini ona benzetti. Onların sözleri, dokunuşları, sanmaları birbirine aykırı düştü. Eğer onların her birinin elinde bulundukları yeri aydınlatan bir mum, bir hidâyet nuru olsaydı sözlerinde ayrılık ve farklılık olmazdı.  Hepsi orada bulunan gerçeği birlikte görürlerdi.

Bana ve diğer tüm insanlara açılan bilgilerde parça parça olduğu için elimin altındakini sadece çözümlüyorum. Henüz tüm evrenin hakikat sırrına erişme iznimiz olmadığı için bize bahşedileni sevgimizle sarıp sarmalamak yapmamız gereken.

Evrenin hakikat sırrına nail olmuş tek bir yaratılmış Hazreti Muhammed. Onun dışında bu sırra nail olmuş yaratılmış yok. İnsanlığa ışık olmak için gelmiş diğer peygamberler, veliler, üstadlar ve gurular sadece kendilerine bildirileni bulundukları coğrafya ve gelecek nesillere aktardılar. Bundan sonra da aktarılmaya devam edecek.

Hazreti Adem’e Dünya bilgeliği öğretildi, Hazreti Muhammed’e Evren Hakikati bildirildi…

Yazılarımda sık sık ifade ettiğim tekamülsüzler ise yaratılmışlara Evrenin Hakikat Sırrını vereceklerini vaad edip, bu vaadle yaratılmışlara oyun oynadılar. Siz tüm sırra vakıfım algısındaysanız tekamülsüzlerin oyun alanında olabilirsiniz. Ya Alim Esması size bu oyundan çıkma anahtarını sunar. 

Bu ay Başmelek Mikail’in mesajında savaşma, çatışma ve tartışma alanlarından özgürleşmek için fırsatlar sunulacağı mesajı verilmişti. 8 8 Enerji kapısı Dünyasal Boyut ve Evrensel Boyut kapılarını bize açacak. Önerim dünya planındaki insanlık planın şu anki gerçekleri ile çatışmak yerine onları kabul edip bu iki bilişle uyumlanmanız olacak. Bu uyumlanma enerjisini içselleştiremediğiniz sürece bu dünyada yaşarken mutlaka isyan edeceğiniz durumlar ve kişilerle karşılaşıp haklılık ve haksızlık oyunlarını oynamaya devam edeceksiniz.

Bildiklerimizin ötesinde bir gerçeklik var. Bu gerçekliğe bizi taşıyacak tek duygu sevgi. Yaşamınızda sevgiyi çoğaltın. Sevgi çoğaldıkça saygısızlık, uyumsuzluk, mutsuzluk ve huzursuzluk yaşamınızdan kendiliğinden akıp gidecek.

Kendinizi, insanları, hayvanları, bitkileri ve dünyayı sadece sevin…

07.08.2019

Spiritüel Rehber Yasemin Derya Metin

Etiketler: