İçeriğe geç

İyiliğe Yol Alan Ejderha

  • 6 ay önce
  • 9Dakika
  • 2486Kelime
  • 52Görüntülenme

İyiliğe Yol Alan Ejderha

Çok çok çok uzun yıllar önce, Orion Yıldız Sistemi’nde yaşayan ejderha klanı varmış. Bu klanda öyle çok kötülük öyle çok kötülük varmış ki dünyadaki hiçbir insan bu kötülüğü tahayyül edemezmiş.

Bu kötülerin kötülük için yarıştığı klanda Kartuga adında bir ejderha varmış bu ejderha kendine göre ne kadar çok kötülük yapsa da büyükleri tarafından onun yaptığı kötülükler kötülükten sayılmazmış. Bu ejderhanın anne ve babası gururlarının klan önünde kırılmaması için klanın büyüklerinin yaptığı toplantıda söz almışlar ve “Kötülükte birbiri ile yarışan güçlü efendilerimiz, bize Kartuga’ya kötülüğü varoluşu boyunca unutmayacak şekilde öğretmemiz için izin verin. Bu defa da öğrenmezse, güçlü efendilerimizin buyruğu bizim için emirdir.” demişler. Klanın efendileri de tüm everende kötülüğü çoğaltmak istedikleri için bu teklifi kabul etmişler.

Toplantının sonunda durumdan tek memnun olmayan ejderha Kartuga’ymış. Klan yaptığı her toplantıda klanın büyükleri, klanın gençlerine kötülüğü aktarırlarmış. Kötülüğü aktardıktan sonra her bir genç ejderhadan o aktarılan kötülüğün içinden daha da kötü bir senaryo yaratıp, bir diğerine bunu uygulamalarını isterlermiş. Bu toplantıda da Kartuga yumurtadan çıktığı ve bu toplantılara katılmaya başladığı tüm toplantıda olduğu gibi kötülüğü kabul edilemez bir şekilde yumuşatmış. Klanın güçlü efendileri Kartuga’yı tam yok etmek üzereyken anne ve babası bu saçma fikirle ortaya atılmışlar. Kartuga anne ve babası ne yaparsa yapsın klanın istediklerini yapamayacağını biliyormuş.

Bir sonraki toplantıya kadar durmaksızın Kartuga, anne ve babasının ayrı ayrı ve çeşit çeşit kötülüklerine maruz kalmış. Kartuga bu kötülüklerden bitap düşse de anne ve babası hiç durmamış. Biri bırakıp diğeri başlayarak sırayla bazen ikisi birlikte hırslarını alamayıp kötülük yapıyorlarmış. Zamanlar zamanları kovalamış ve toplantı günü gelmiş. Kartuga’da değişmekten başka şansı olmadığına inanıp, kendi kendine “Bu toplantıda tüm klan kötülük neymiş görecekler.” demiş.

Klanın büyükleri, klanın tüm gençlerine aktaracakları tüm kötülükleri aktarmışlar. Bu toplantıda herkesin gözü Kartuga’daymış. Herkes onun ne yapacağını bekliyormuş. Sıra Kartuga’ya gelmiş. Kartuga bu zamana kadar hiç uygulamadığı şiddeti karşısındaki ejderhaya uygulamış. Ne yaparsa yapsın karşısındaki ejderha ona daha şiddetli karşılık veriyormuş. Kartuga’nın anne ve babasının öfkeden ağızlarından çıkardığı alevler kilometrelerce gökyüzüne yükseliyormuş. Kartuga ve karşısındaki ejderhanın senaryolarının sunumu için ayrılan süresi bitmiş. Kartuga’dan sonraki genç ejderhalarda kötülükte yarışmışlar. Klanın efendilerinin karalarını açıklama zamanı gelmiş. Kartuga yine kendi kendine “Efendilerimiz kesin beni takdir edecekler, bu zamana kadar duymadıkları görmedikleri kötülüğü onlara sundum.” diye düşünüyormuş. Bu düşüncelerinin arasında Klanın en yaşlı efendisinin kendi adını seslendiğini duymuş. Hemen öne çıkmış. Efendi “Kartuga, klanımızın yüz karasısın. Bu zamana kadar senin yaptıklarını yapan hiçbir üyemiz olmadı. Anne ve babanın yaptığı kötülüklerden dolayı seni yok etmeyeceğiz. Seni on bin yıl boyunca özünde var olan kötülüğü büyütmen ve yayman için dünya gezegenine sürgüne göndereceğiz. Sürgünde ilk olarak içindeki kötülükle buluşman için Yeraltı Kötülük Tanrısının senin için uygun gördüğü mekânda eğitime tabi tutulacaksın. Yeraltı Kötülük Tanrısı, senin dünyadaki en kötülerden olduğuna kanaat getirdiğinde seni yeryüzündeki insanları kötülükle cezalandırmak için serbest bırakacak ve sen gökyüzünden insanlara kötülük yayarak şanımızı yücelteceksin. Yaptığın hizmetler yeterli görülürse on bin yıldan önce de klanına dönebilirsin.” demiş. Kartuga bunu duyunca klanın efendilerinin kendini yok etmesini dilemiş. Ancak bunu dile getirememiş.

Kartuga’yı sürgün görevlileri yaka paça almış. Orion Takım Yıldızı’ndan alıp, dünyaya göz açıp kapayıncaya kadar getirmişler. Yeraltı Kötülük Tanrısı o zaman Mayon Yanardağı içindeymiş. Ejderhalar lavların içimden geçebildikleri için Kartuga’yı yanardağın ağzından içine doğru indirmişler. Kartuga’yı Yeraltı Kötülük Tanrısı’na teslim etmişler.

Yeraltı Kötülük Tanrısı dünyanın yeraltında bulunan en kötülerin eğitildiği tüm kötülük diyarlarına Kartuga’yı göndermiş. Her gelen bilgi ile kahroluyormuş. Kartuga dünyadaki kötülerden bile daha iyiymiş. Ona kötülüğü öğretmek mümkün olmayacakmış. Yeraltı Kötülük Tanrısı’nın bu kadar kahrolmasının nedeni Orion Ejderha Klanındaki Efendilerin dünyaya yapacağı kötülüğü bilmesindenmiş. Kendinin tahtını ellerinden alacak kadar kötülermiş.

Bu zamana kadar kötülük yapamayanları kapattığı bir zindanı varmış. O zindana kapattığı herkes kötülük yapar hale gelmiş. Onun için emrindeki askerlere Kartuga’yı Ağrı Dağı Zindanı’na kapatmalarını emretmiş. Askerler hemen Kartuga’yı alıp, Ağrı Dağı Zindanı’na götürmüşler. Bu zindan evrenin kötülüklerinin birbirine geçiş yaptığı bir portal kapısıymış. Bu kapıdan geçen çok fazla kötülük öğretisine o zindanda olanlar maruz kaldıkları için kendiliklerinden kötü oluyorlarmış. Kartuga bu zindana kapatılmaktan çok mutluymuş. Onu kötülük yapmaya zorlayan hiçbir şey yokmuş. Acıktığı zamanda yiyeceği çok fazla da kömür varmış. “Sonunda artık istediğim gibi yaşayacağım” diye kendi kendine söylenmiş. Zindan görevlileri bu zamana kadar zindana gelip böylesi uysal olan hiçbir varlıkla karşılaşmamışlar. Kartuga için ne zamanın bir anlamı varmış ne de maruz kaldığı enerjilerin. O keyfini sürüyormuş. Sadece zaman zaman onu ilk getirdikleri gün gördüğü dünyanın güzelliğini yeniden görebilmenin hayalini kuruyormuş. Dünyanın güzelliğini gördüğünde de kötü bir ejderha olacağını hatırladığında hemen bu hayalinden vazgeçiyormuş.

Ağrı Dağı Zindanı’nda kaç gün geçtiğini hiç bilmiyormuş. Bir zaman daha önceden tanıştığı tanrıların habercisi olan Hermes yanında bir insanla orada belirivermiş. Kartuga bu duruma çok şaşırmış. Tanrı Hermes onunla konuşurken; onunla gelen ürkek insan bir şeyler yapıyormuş. Yaptıkları ile birlikte daha önce gözlerinin görmediği bir ışık gözlerini kamaştırıyormuş. Bu ışık karşısında Kartuga, Tanrı Hermes’in anlattığı çoğu şeyi anlamamış. Ürkek insan, Tanrı Hermes’e vakit geldi” demiş. Tanrı Hermes hemen Kartuga’yı alıp, ürkek insanın yanına getirmiş. Ürkek insan bir elini kendi minicik bedenin ortasına koymuş diğer eliyle çevire çevire ışığı büyütmüş. Işığa gözleri alışınca o insanın portal açtığını anlamış. Kendisi hiç böyle ışıktan olan bir portalı daha önce hiç görmemiş. Görmemiş olsa da o portal açıldıkça kendini bildiği günden o zamana kadar hiç hissetmediği güveni ve huzuru hissetmiş. Portalın genişliği kendinin geçeceği boyuta erişince çok daha parlak bir ışığın içine doğru çekilmiş.

Portal kapanmış ve şu an o başka bir yerdeymiş. Bu yer hala çok ışıklı bir yermiş. Gözleri şefkatle parlayan bembeyaz tıpkı kendisi gibi bir ejderha görmüş. Aklının bir yerlerinde “Eyvah! Benim on bin yılım doldu ve beni klanım almaya geldi” gölgeli düşünceleri geçse de hiç tedirgin olamıyormuş.

Bu beyaz ejderha, yumuşacık billur gibi sesi ile “Merhaba evladım. Ben senin annenim sonunda gerçek evine hoş geldin.” demiş. Kartuga bu söylenilenlerle ne denilmek istendiğini anlayamamış ve kekeleyerek “aaaa ann nem misiniz?” demiş.

Beyaz ejderha “Evet evladım annenim.” diye tekrarlamış. Sonra beyaz ejderha anlatmaya başlamış. “Ben senin yumurtanı doğurduğumda zaman zaman Orion’dan gelen; ejderlerin yumurtasını çalan yumurta toplayıcıları seni yumurtayken alıp götürdüler. Seni vermemek için çok çaba sarf etsem de beni yaralayıp, seni alıp kaçtılar.” demiş. Kartuga bu duydukları karşısında önce çok mutlu olmuş, sonra da çok üzülmüş. Mutlu olmasının sebebi, yaşadığı klandakiler gibi olmama nedenini açıklıyormuş. Üzülmesinin sebebi de madem annesi onu kurtarabiliyormuş neden daha önce gelip kurtarmamış. Bu içindeki karmaşayı annesi hemen anlamış ve o daha sorusunu sormadan önce yeniden anlatmaya başlamış. “Orionlular bizden bu zamana kadar çok yumurta çaldılar. O çaldıkları yumurtadan çıkan ejderlere kendi içlerindeki kötülüğü öğretip, onların ejderha olmasını sağladılar. Zor da olsa bunu başardılar. Bir tek sende başarılı olamadılar. Sizler bizden alınsanız da içinizdeki iyilik var olduğu sürece anneleriniz olarak bizler sizi hissetmeye ve ilahi yardım için destek almanın yollarını aramaya içinizdeki iyilik olduğu sürece devam ettik. Az önce de ifade ettiğim gibi birçok ejder özlerindeki iyilikten vazgeçip; ejderhaların kötülüğünü hal edindiğinde anneleri ile olan bağları kesildi ve bu nedenle herhangi bir yardım yapılamadı.” demiş.

Kartuga, kendisinin bir ejderha değil de ejder olduğuna ve olanlara rağmen özündeki iyiliği kaybetmediğine çok sevinmiş. Daha fazla merak etmeyi bırakıp, annesinin gözlerindeki şefkate bakıp; yıllardır içinde olan boşluğu doldurmuş.

Kendi içindeki sorularının tüm cevapları bu zaman ötesi bakışla tamamlanmış. Kendi ile gurur duyduktan sonra, o ismi kendisine ejderhalar verdiği için “Anne, benim şimdi ismimi değiştirmem gerekir mi?” diye sormuş. Annesi de “Olur mu sen tüm kötülüğe bu isminle karşı çıktın. Özündeki iyiliği bu isminle buldun. Onun için bu ismin hep seninle kalacak. Sadece sen artık ejder Kartuga oldun.” demiş. Bu ismi taşıdığı için annesi kendisine bunları söyleyene kadar utanıyormuş. Artık utancı bırakmış. Annesi onun içsel olarak kötülüğün yaralarından özgürleştiğini fark ettiğinde “Haydi! Şimdi ailemizin diğer üyeleri ile tanışma zamanı. Herkes heyecanla seni bekliyor.” demiş.

Kartuga ve annesi diğer ejderlerin yanına gitmişler. Hepsi onu tebrik ediyor ve büyük bir sevinçle “Merhaba” diyormuş. Kendini bildiği günden bugüne kadar kalabalıklar içinde hep eleştirilen Kartuga bugün herkes tarafından takdir ediliyormuş.

Ejder ailesi ile tanıştıktan sonra, ailenin bilgeleri onun benliğine işlememiş olan kötülüğün izlerini silmek için ejder soyunun iyiliklerle dolu hikayesini anlatıyorlarmış. Kimse Kartuga’nın iyi olmasına dair bir şey sunmasını istemiyormuş. Kartuga bu iyilik hikayeleri ile mest olurken; günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları kovalamış. Bir insan ömründe iki nesillik bir zaman geçse de Kartuga’nın ömür zamanında bu süre çok önemsizmiş.

Bir gün annesi gelmiş ve ona “Sana bir müjdem var. Bugün seninle birlikte dünyaya iyilik yaymak için gideceğiz.” demiş. Kartuga bunu duyunca çok mutlu olmuş. Heyecanla ve sevinçle annesinin anlattıklarını dinlemiş. Annesi ve Kartuga dünyada ejderler için de uzun olan bir süre dünyada kalacaklarmış. Ejder ailesindeki her bir bireyin iyilik armağanlarını sırtlarına alıp, annesi ile birlikte hızlıca dünyaya doğru uçmuşlar, uçmuşlar, uçmuşlar. Sonunda dünya önlerinde minicik belirmiş. Annesi “Artık yavaşlamalıyız.” demiş. Yavaşlayarak dünyaya yaklaşmaya devam etmişler. Dünyaya uzun süren uçuşları boyunca annesi Kartuga’ya dünya ve dünyada yaşayan canlılarla ilgili her şeyi anlatmış. Annesi Katuga’ya anlattıkça Kartuga dünyayı daha çok sevmiş. Dünyadaki dağlar belirgin hale geldiğinde annesi “Dur daha fazla inmeyeceğiz” demiş. Annesi bunu söylediğinde etrafı annesinin beyazlığında bembeyaz şeylerle doluymuş. O bembeyaz şeyler hep birlikte konuşmaya başlamışlar. “Merhaba biz Nkitubularız. Sizlere dünyaya hizmetinizde yardımcı olacağız.” demişler. Bu ilk merhaba sonrasında Kartuga’ya ve annesine Nkitubular insanlar hakkında çok şey anlatmışlar. Ejderler dünyaya hizmet ederken insanlara görünmemeleri gerekiyormuş. İnsanlar ejderleri görmesinler diye Nkitubular onları bulut denilen bu halleri ile görünmez yapacaklarmış. Dinlenme zamanları geldiğinde Nkitubular onları dünyanın en yüksek dağlarının zirvelerine götürüp, insanlar olmadığı zamanlarda dinleneceklermiş.

Kartuga kötülüğün tüm bilgisine vakıf olduğu için dünyanın havasından kötülüğü temizliyormuş. Annesi de iyiliğin tüm bilgisine vakıf olduğu için semasına iyiliği işliyormuş.

Kartuga ve annesi tüm insanlar özlerindeki iyilikle buluşuncaya kadar dünyanın gökyüzünde iyilik için dolaşmaya devam edeceklermiş.

10.12.2021

Bu sitedeki tüm içeriğin enerjisel alanı kişinin dünya ve doğa ile ilişkisindeki saygıya göre değişir. Kişi dünyaya karşı fiziksel ve enerjisel çevre sorumluluğunu aldığında enerji alanı hak edişince artar. Kişi dünyaya karşı umursamaz ve sömürü temelinde olursa enerji alanı hak edişince azalır.
_
Etiketler: